Değişik BilgiKİTAP ALINTILARI

Çok çalıştım, gitmeye de kalmaya da. İkisi de aynı acı, ikisi de rezil. Daha önce de gitmiştim; ama böyle kalarak değil.

Çok çalıştım, gitmeye de kalmaya da. İkisi de aynı acı, ikisi de rezil. Daha önce de gitmiştim; ama böyle kalarak değil.”
Hayat bazen öyle bir noktaya getirir ki insanı, hangi yolu seçersen seç, yüreğin hep bir parçasını kaybeder. Gitmek yıpratır, kalmak çürütür. Bir yol ayrımında değil de, iki farklı çıkmazın tam ortasındaymışsın gibi…

Gitmeye çalışırsın; ama ayakların geri döner. Kalırsın; ama ruhun çoktan gitmiştir.
İşte tam da burasıdır en zor sınav. Ne ileriye adım atabiliyorsun ne de geride kalanı silebiliyorsun.

Çok çalıştım… Hem kalmaya, hem gitmeye.
Gitmeye cesaret edebilmek için nice geceler dua ettim.
Kalmaya dayanabilmek için nice sabahlara uykusuz girdim.

Ama ne gitmek rahatlattı, ne kalmak huzur verdi.

Çünkü mesele ne gidebilmekteydi, ne kalabilmekte.
Mesele, bu ikisinin de içinde neyi kaybettiğini görebilmekteydi.

Gitmek yürek ister…

Bir şeyleri geride bırakmak kolay değildir.
Bir zamanlar emek verdiğin, sevdiğin, inandığın ne varsa sırtını dönmek… Bu bir tercih değil, bazen bir zorunluluktur. Ama herkesin harcı değildir.
Çünkü gitmek; belirsizliğe yürümektir, alışkanlıkları gömmektir.

Kalmak sabır ister…

Zorlandığın yerde kalmak, her gün biraz daha eksilmeyi kabul etmektir. Aynı acının içinde, aynı sorularla tekrar tekrar uyanmak… Kalmak demek, yüreğinde çığlık varken susmayı öğrenmektir.

Ama işte ben, hem gitmeye hem kalmaya çalıştım.
Her yolu denedim.
Ama ikisi de aynı acıydı…
İkisi de aynı yalnızlık…

Ve sonra, içimden şu cümle koptu:

“Bütün kırgınlıkları bana mı sakladın yar?”

Bir insan bu kadar mı susar, bu kadar mı içine atar her şeyi?
Ben seninle savaşmadım… Senin için savaştım.
Ama sonunda her kurşun bana döndü.
Yorgunum… Ve en çok da kırgınım.
Çünkü kırıldım ve hiçbir zaman tamir edilmedim.

Ayetle Seslenen Bir Yürek
“Gerçekten insan, sıkıntıya katlanamayacak şekilde yaratılmıştır.”
(Meâric Suresi, 19. ayet)

İnsanız… Yoruluyoruz, tükeniyoruz, bazen mücadele etmekten bile vazgeçiyoruz. Ama Rabbimiz bizim içimizi biliyor. Sessiz çığlıklarımızı, gizli dualarımızı, gözyaşlarımızı O görüyor.

Belki bu yüzden gitmeye çalışırken Rabbime sığındım.
Kalırken dayanamadığımda yine O’na döndüm.

Daha önce de gitmiştim. Ama bu başka.
Bu kez kalıyormuş gibi yaparken yavaş yavaş gitmeyi öğrendim.
Varlığım burada, ama kalbim çoktan başka yere göç etti.

Ve biliyor musun?

Bu da bir imtihan.
Kalırken Rabbine tutunmak, gitmişken O’nu unutmamak…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir