Değişik Bilgi

BATI MEDENİYETİ ETKİSİ ALTINDA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ 4

Bugün Türkiye’nin gündemine oturmuş olan İstanbul sözleşmesi ile ilgili yazımızı bitiririz inşallah. Bu konu ülkenin gündeminde yeterince kaldı, yeterince dikkat çekti artık duyulmasını istediğimiz gerekli makamların bu seslenişleri duyduğu düşüncesindeyim.
Şimdi esas konu ne bence şu olmalı; gerek insani, gerek İslami, gerekse de herhangi bir inancın mensubu olsun fark etmez insan olarak bu kâinata, ilahi dinlerin mensubu olarak kâinatın rabbine olan sorumluluklarımız var. Bu sorumluluk ta, sapık düşüncede olmayan bütün insanları bu sapkın gidişe dur demeye çağırır. İşin bizleri yani Müslümanları ilgilendiren kısmı, Yüce Rabbimizin Kitabı Kerimde lanetlediği cehennemlik, azgın bir davranış olarak belirttiği cinsiyeti ortadan kaldırmaya yönelik, aynı cinslerin evlilik, cinsel birleşme gibi rezilliklerine dur demek en azından bu konuda gücünü zorlayarak karşı durmaktır. Yeri gelmişken bu konuda Sayın Sema MARAŞLI Hanım efendinin hakkını teslim etmek isterim. Rabbim inşallah ecrini kat kat versin dilerim.
Fıtratı en iyi bilen, fıtratı da bu fıtratı taşıyan kişiyi de, fıtrat sahibinin yaşadığı ortamı da, çevreyi de yaratan Yüce Allah (cc) tır. Her şeyin sahibi Allah (cc) bir nizam kurmuş ve bu nizamın doğru çalışması içinde kurallar belirlemiş, yasaklar helaller haramlar koymuştur. Bu belirlenen kurallara uyulduğu müddetçe de huzur refah ve mutluluk içinde yaşayacağımızı aksi durumda helak olacağımızı söylemiştir. Bunun ispatını da verdiği kısalarda anlatmış tarih sayfalarında da inanmayanlara tarihsel gerçekler olarak sunmuştur. Buna rağmen bir kısım insan inanmayıp, reddedip heveslerine uyarak içgüdüsel bir yaşam tarzı seçmişlerdir.
İşte esas Müslümanın düşünmesi incelemesi gereken şey burası bence; Müslüman sınırsız özgür olamaz çünkü içgüdüsel yaşayamaz sorumluluk sahibi olduğunu bilir. Müslümanın görevi Rabbimiz (cc) in istediği şekilde yeryüzünü imar etmektir. Bu konuda çalışmaktır gerekli tepkileri vermektir. İlahi çizginin dışına çıkıldığı anda isterse iktidarda Müslümanlar bulunsun, isterse İslam’ı temsil ettiğini iddia eden hükümetler bulunsun, isterse bütün söylemleri İslami içerikli olsun fark etmez. Hatta o zaman daha da elzem olur ki Müslüman kardeşinin hatasını düzeltmek önemli bir vazifedir.
Son olarak şuna dikkat çekerek bu konuyu noktalamak istiyorum. Kardeşlerim sistemin kurucuları, sahipleri hiçbir zaman halkın tepkisini göz ardı etmezler. Bir şeyi istiyor ve uygulamayı hedefliyorlarsa o şeyi inanınki o şeye karşı olanlar eliyle getirirler. Mesela Abdullah Öcalan ı CHP ya da HDP eliyle yakalayıp asmasalardı neler olurdu? Ya da İstanbul sözleşmesini CHP imzalasaydı bugün ne kıyametler kopuyor olacaktı? Benim amacım herhangi bir partinin sözcülüğünü ya da düşmanlığını yapmak değil. Kimsenin siyasi düşüncesine de karışmam benim derdim Allah (cc) ın nizamına karşı olan her şeyledir. Ve din nasihattir düsturunca da kardeşlerimle hasbihal ederek bir birilerimize faydalı olmaya çalışmaktır. Rabbim (cc) hepimizin yar ve yardımcı olsun inşallah. Dualarınızı talep ederek sizleri Rabbim (cc) emanet ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir